Yazı yazarken gelecek aydan konu seçerdim, ama bu defa geçen aydan iki konu seçmek zorunda kaldım.
A- BİRİNCİSİ: Acı ve üzüntülerle buruk geçen bir Kurban Bayramı.
Bayram'ın buruk geçmesini bir kaç maddede özetleyebiliriz:
a) Bayram günlerinde bile şehit haberleri aldık.
Ramazan Bayramı'nda yoktu. Ama bayramdan sonra, tatil biter bitmez, Pazartesi günü hemen başladı ve devam ediyor. Doğrusu vatani görevini yapan askerlerimize ve emniyeti sağlamaya çalışan güvenlik kuvvetlerimize Allah (cc) yardım etsin. Gencecik evlatlarımızı şehit verdik, veriyoruz. Allah (cc) rahmet eylesin, milletimizin başı sağ olsun.
b) Trafik kazaları. 9 günlük bayram tatilinde, (her bayram olduğu gibi) 140 kişi hayatını kaybetti ve 700 kadar kişi yaralandı. Her gün akşam TV'de haberleri dinlerken feci kazaları izliyoruz. Tabii ki, trafik kazası için illa bayram olması gerekmiyor. Ama bayramlarda daha çok oluyor.
Oysa dikkat edilse, hızlı gidilmese, kurallara uyulsa rahat rahat gidilecek. İlla polis mi olması lazım? Hele hele bir kaza gördük ki, bir otomobile 11 kişi sığdırmış ve o kazada 13 kişi hayatını kaybetmişti. Bu kadar kaza oluyor, her sene yaklaşık 12 bin kişi hayatını kaybediyor, ama kimse ibret almıyor...
c) Kabe'de Vinç Kazası ve 107 ölü, 238 yaralı.
d) Mina'da izdiham kazası ve 769 ölü, bin kadar yaralı.
Tedbirsizliğin bu kadarına da pes doğrusu! Dünya'nın her tarafından yüz binlerce insan hac ibadetini yapmak için kutsal mekanlara gidiyor, Kabe'de tavaf ederken Vinç devriliyor.
İki hafta sonra hem de tam Bayram'ın birinci günü şeytan taşlamada izdiham nedeniyle insanlar birbirini eziyor ve bu kadar insan hayatını kaybediyor. Hele hele birilerinin geçmesi için yollar kapatıldıysa bu tam bir fecaat ve rezalet!.
İnsan hayatı bu kadar ucuz mu, kıymetsiz mi? Oysa insanın yaşama hakkı herşeyden önemlidir. Insanlar ölsünler diye şeytan taşlanmaz ki! Ama tedbir alınmazsa, gidenlerle gelenler aynı güzergahta karşılaşırsa olacağı budur. Ondan sonra suçlu her zaman kader. Halbuki ki suçlu kader değil, tedbir almayanlardır.
Kaderi de bilmiyorlar. Kader, insanın başından geçecek bütün olayların Allah (cc) tarafından bilindiği için yazılmasıdır. Kimse kaderini bilmez. Herkes tedbir almak zorundadır. Sen git boğaz köprüsünden kendini denize at, ondan sonra "kader" de. Evet, kaderde bu da yazılmıştır, ama yazıldığı için değil, olacağı için yazılır. Burada zor anlaşılan, önceden yazılmasıdır.
Bunlar çok üzücü. Ama hac bütün müslümanların ortak ibadetidir. Sadece Suudi Arabistan'a bırakılacak bir ibadet değildir. Bütün İslam Ülkelerinin bir araya gelerek bu gidişata dur demelerinin zamanı çoktan gelmiş ve geçmektedir. Çünkü bu kazalar 1990'lı yıllardan beri devam etmektedir.
Ayrıca bütün İslam Ülkeleri hacca gidenleri iyi bir eğitimden geçirmeli ve yapılacak ibadetlerle uyulması gereken kuralları öğretmelidir. Bunun yanında hac yorucu bir ibadettir ve ömründe bir defa olmak üzere (şartlara haiz olanlara) farzdır. Şartları taşıyanlar için Fevridir, yani acele yapılması gerekir. Bu sebeple hac gençlikte yapılacak bir ibadettir. Ama daha çok tersi oluyor.
e) İslam ülkelerinden Batıya göç ve ölümler. Ülkelerin göç sayılarını vererek uzatmaya gerek yok, ama milyonlarca insan var. Özellikle Suriye'den Batı Ülkelerinegitmek için bayramda botlarla denizden Yunanistan'a geçerken boğularak can verenler ve yaya olarak Edirne'ye gidenler!.. Deniz kenarında cesedi bulunan Aylin'in resmihafızalarda tazeliğini koruyor. İnsanlar ölümü göze alarak çoluk- çocuk ülkelerini terkediyorlar. Kolay bir şey mi? Allah (cc) yardım etsin, hepsine rahmet eylesin!..
İslam Ülkelerinin ve müslümanların bugünkü durumuna üzülmemek mümkün değil. İslam'ı çok kötü temsil ediyorlar. Oysa İslam bu değil. İlk emri "OKU" olan, ilme, akla, çalışmaya büyük önem veren ve "İki günü eşit olan aldanmıştır." buyuran bir dinin mensupları bu durumda olmamalı. Ama bu işler lafla olmuyor, onu yaşamak ve çok çalışmak gerekiyor...
İşte bunlar Bayramda da üzüldüğümüz konular.
B- İKİNCİSİ: 2015 -2016 Eğitim - Öğretim yılının uzun bir tatilden sonra, başlaması. Bu da sevindiğimiz bir durumdur. Çünkü okullar öğrenci ve öğretmenlerle güzeldir...
Eğitim - öğretim herşeyden önemli. Eğitim iyi olursa, her şey iyi olur; eğitim kötü giderse de her şey kötüye gider.
Çocuklarımız öğretmenlere emanet. Öğretmenlik bir sevgi mesleği. Onlar da bunu en iyi şekilde yapacaklar.
Yeni eğitim - öğretim yılı hayırlı olsun. Bütün yönetici, öğretmen, öğrenci ve velilerimize başarılar dilerim.